CCR, aralarında “Al-Haq” ve “Defense for Children International” gibi sivil toplum kuruluşlarının da bulunduğu birçok Filistinli gruba karşı şikayette bulundu.
Şikayette, “Bu dava, Filistinliler adına dünyadaki en temel ve önemli hukuki ve ahlaki yükümlülüğün, yani bir halkın yok edilmesi anlamına gelen soykırımın önlenmesi yükümlülüğünün yerine getirilmesi amacıyla açılmıştır.” ifadesine yer verildi. Kelime kullanıldı.
Dilekçede, Gazze’de devam eden “soykırım”ın, İsrail’in “en yakın müttefiki ve en büyük müttefiki” sanıklar Biden, Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin’in İsrail’e verdiği “koşulsuz destek” sayesinde mümkün olduğu savunuldu. askeri destek” ABD’nin “şu anda Gazze halkına yönelik soykırım eylemleri yürüten İsrailli yetkililer üzerinde caydırıcı etki yaratacak araçlara sahip olduğu” kaydedildi.
Dilekçede ayrıca Biden ve yönetimi, “sarsıcı sivil kayıplarına” rağmen ateşkes davetlerini veya İsrail’in ABD askeri yardımını kullanmasına yönelik kısıtlamaları reddetmekle suçlandı.
“Kırmızı çizgi koymadılar”
Davayı açan CCR avukatlarından Katherine Gallagher, açıklamasında şunları söyledi: “Son 5 haftadır Başkan Biden ile bakanlar Blinken ve Austin, İsrail hükümetinin yanında yer aldılar ve bu hükümet İsrail hükümetini yok etme niyetini açıkça ortaya koydu. Gazze halkına ait mahalleler, hastaneler ve barınaklar bombalanırken, 2 milyonu aşkın insan ise tamamen kuşatma altında kalırken, İsrail’in soykırım kampanyasına hem askeri hem de siyasi takviye sağlamaya devam ettiler ve hiçbir kırmızı çizgi çizmediler.” dedi.
Gallagher, ABD’nin “soykırımı” sürdürmek yerine önleme yönünde açık ve bağlayıcı bir yükümlülüğü bulunduğunu ancak bu dehşeti sona erdirmek için hukuki ve ahlaki görevlerini yerine getirmede başarısız olduğunu vurguladı.
